Çok mu ilaç içiyorsunuz? Kullandığınız ilaç yararınıza mı zararınıza mı?
Doğru ilacın, doğru doz ve doğru zamanda kullanımının her fırsatta önemine vurgu yapan Dr. Esra Sağlam, ilaç kullanımına ilişkin çok önemli değerlendirmelerde bulundu. İlaca, ilacı ilaç yapan özelliklere vurgu yapan Dr. Sağlam ilaç konusuna ilişkin merak edilen sorulara da açıklık getirdi.
Dr. Esra Sağlam; “Ülkemizde ilaç tüketimi istatistik bilgilere bakılırsa hayli artmış görünüyor. Ayrıca halkımızın bilinçsiz ilaç kullanımı yanında son yıllarda bitkisel ürünlerin ilaç gibi tüketimi de sorun olarak öne çıkmaya başladı. Dr. Esra Sağlam ilaç ve ilaç kullanımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İlaçlar, hastalık durumlarında, ya da hastalık olmaksızın vücudumuzdaki çeşitli sistemlerin işlevlerini kullananın yararına değiştiren madde ya da ürünlerdir. Burada önemli olan nokta ilacın mutlaka kullanıcının yararına olması gerektiğidir. Bu tanımdan hastalık olmaksızın da ilaç kullanılabileceği anlaşılmaktadır, doğum kontrol ilaçları, çeşitli incelemeler yapılırken kullandığımız ilaçlar ya da ameliyatlardan önce bağırsakları boşaltmak amacıyla kullandığımız ishal yapıcı ilaçları bu duruma örnek olarak verebiliriz. Bu tanıma göre vücudumuzdaki sistemlerin fonksiyonlarını, değiştiren her maddeye ilaç olarak kabul edebilir miyiz sorusu akla gelir. Cevap hayırdır, çünkü ilaç olmanın üç temel özelliği vardır:
1. SEÇİCİLİK: İlacın etkisini, yalnızca ilacı alma nedenimiz olan hastalığı taşıyan hücre, organ ya da sistem üzerinde göstermesi gereklidir. İlaçların çok büyük bir çoğunluğu kan yolu ile etki etmesi gereken yere ulaştığından ve kanla birlikte tüm vücudu dolaştığından, hastalığı taşımayan hücre, organ ya da sistemler üzerinde de ilaç etkisi ortaya çıkar. İlaç hedefi dışında kalan diğer organları ne kadar az etkiliyorsa biz o ilaca o kadar seçici deriz. Bir ilaç ne kadar seçici ise o kadar değerlidir. Çünkü hastalığı taşımayan hücre, organ ya da sistem üzerinde ilaç etkisinin ortaya çıkması yan etkilere neden olur. Örneğin hipertansiyon tedavisi için aldığımız ilaç periferik damarları genişletmelidir. Periferik damarların yanında cildi besleyen damarları da gevşetirse ciltte kızarıklıklara yol açar. Belimiz tutulduğunda kullandığımız kas gevşetici ilaçlar sadece bel kaslarımızı gevşetirse bir sorun yoktur, ama bu ilaçlar diğer çizgili kasları da gevşe-teceği için hastada yorgunluk, güçsüzlük yaparlar.
2. ETKİNİN GEÇİCİ OLMASI: İlacın etkisi belli bir süre devam etmelidir. Hastalık ya da hastalığın belirtisi ortadan kalktıktan sonra ilacın etkisi de geçmelidir. Örneğin kabızlık tedavisinde kullandığımız ilaçlar ya gaytayı sulandırarak ya da bağırsak devinimlerini artırarak etki gösterirler. Gayta vücuttan atıldıktan sonra ilacın etkisi devam edecek olursa sıvı kaybına ya da şiddetli karın ağrılarına neden olur.
3. DOZA BAĞIMLI OLMASI: İlacın etkisi, verdiğimiz doza bağımlı olmalıdır; çünkü hastalığın şiddeti bireye ve hastalığın derecesine göre değişir. Örneğin kan basıncını düşürmek amacı ile kullandığımız ilaçları düşünecek olursak bir hastanın tansiyonu normal seviyeden biraz yüksek iken diğer bir hastada bu yükseklik çok daha fazla olabilir. Tansiyonu düşürmek amacı ile verdiğimiz ilacın dozunu ayarlayarak her iki hastada da kan basıncını normal aralığına çekebilmemiz gerekir.”